Sivil Toplum


Gagavuz Dostluk-Kültür ve Dayanışma Derneği
Kırım Türkleri Kültür Yardımlaşma Derneği
Kırgızistan Dostluk ve Kültür Derneği
Avrasya Yazarlar Birliği
         Bengü Kitabevi
Türk Ocakları
         Sinemasalı
         Kuşlukta Yazarlar 
         Bala Kitap Topluluğu
         Cengiz Dağcı Yazarlık Okulu
Avrasya Kütüphaneciler Birliği
GÖKAY Yardım ve Dayanışma Derneği


Kuşlukta Yazarlar Hakkında Rahmetli Hocamız Eriman Topbaş'ın bir yazısı:

Bir öğrenme Ortamı Olarak Gezi Yazıları
http://www.yenihafta.org/bir-ogrenme-ortami-olarak-gezi-yazilari.html/

Birincisi Cuma günü gerçekleştirilen “Kuşlukta Yazarlar” yazar söyleşisine katılamadım. Çünkü tek ders sınavım vardı. Katılamadığım o toplantıda, ülkemizin kıymetli hikâye yazarlarından Osman Çeviksoy ile kitapları ve kitaplarında yer alan hikâyeleri hakkında bir söyleşi söz konusuydu. Söyleşideki önemli, önemli olduğu kadar da kıymetli bilgileri kaçırdığımı düşünüyorum. Mevlana, “ağızdan çıkan söz, yaydan fırlayan ok ve geçen zaman geri gelmez” diyor. Sanırım kaçan fırsatlar da geri gelmez. Kaçan fırsat için “sağlık olsun” diyemiyorum. Zira Osman Bey’i yazma bağlamında daha yakından tanımayı arzuluyordum. Ama olmadı. Kısmet olmayınca, olmuyor işte. Kültürümüz , “kısmet ise gelir Hint’ten Yemen’den, kısmet değil ise ne gelir elden” atasözünü galiba böyle durumları açıklamak için üretmiş. Ayrıca “yemek de kısmetle yenir, dayak da” sözü de benzer durumlar için söylenmiş olsa gerek.
İkinci Cuma günü gerçekleştirilen yazar söyleşisine katıldım. Anlaşıldığı gibi sınavım yoktu. Öncelikli bir başka işim de yoktu. Bu Cuma “Kuşlukta Yazarlar” buluşmasının konuğu, yazarlar dünyasında kendisine büyük bir gayretle yer edinmeye çalışan Ayşe Filiz Avşar Hanımefendiydi. Ayşe Filiz Hanım’ı dinlerken kısa dinlenme aralarında da yazı yazmanın mümkün olduğunu anladım. O anda “beynin paralel işlemci” olduğu bilgisini hatırladım. Gerçekten de beyin aynı anda birden fazla işi yapabilecek yeterlikte tasarlanmış.  Ancak çok az insan beynin bu imkânlarından yararlanmaktadır. Gözlemlediğim kadarıyla iş yoğunluğu gereği “Bir Arpa Boyu Yol” yazarı Ayşe Filiz Hanım da beynin bu imkânlarından etkili bir biçimde yararlanabiliyor.
Yazarın üçüncü kitabı olan “Bir Arpa Boyu Yol”, Ede Yayıncılık tarafında “Türk Gezginleri” dizisi ve Evliya Çelebi’nin 400. Doğum yıldönümüne adanan çalışmalar arasında okuyucularla buluşturulmuş. Kitapta yer alan yazılardan bazılarını daha önce Türk Yurdu dergisinde beğenerek okumuştum. Dolayısıyla o yazıların yanına yenilerinin de eklenerek kitap haline getirilmesine ayrıca sevindim. Bizi böyle güzel bir eserle buluşturduğu için yazarımıza ve yayın evine teşekkür ediyorum.
Bir Arpa Boyu Yol” kitabında dünyanın dört bir yanına yapılan seyahatlerde edinilen izlenimler paylaşılıyor. Özellikle yazarı etkileyen farklı kültürel unsurlar ön plana çıkıyor. Yazar, farklı kültürel unsurlar üzerinden karşılaştırmalar yaparak izlenimlerini somutlaştırıyor ve yer yer okuyucuyu tarihin derinliklerine daldırıp çıkartıyor. Gezi yazıları, bir anlamda kültürler arası karşılaştırmaları da içinde barındırır. İnsan, karşılaştığı her yeni durumu mevcut birikiminden hareketle anlamlandırarak bulunduğu ortama uyum sağlamaya çalışır. Gezginler de öyle. Gittikleri yerlerde gördükleri yeni durumları kendi kültürel birikimlerinden hareketle anlamaya çalışırlar. Yeni durumu anlama sürecinde, kendiliğinden karşılaştırmalar yaparlar. Gezi yazıları, bir anlamda, kendiliğinden yapılan karşılaştırmaların ürünü olarak okuyucuyla buluşurlar. Geziler yurt içi olursa, yöreler arası karşılaştırmalar; yurt dışı olursa ülkeler arası karşılaştırmalar söz konusu olur. Böylece farklı kültürel yapılar hakkında daha nitelikli öğrenmeler gerçekleşir.
Gezi Yazıları, Bir Öğrenme Ortamı Olabilir mi?
Öğrenme ortamını, öğren ile öğrenme nesnesinin etkileşim halinde olduğu ortam kabul eder isek, gezi yazıları bir öğrenme ortamı olarak kabul edilebilir. İnsan öğrenmelerini çevresiyle etkileşime girmek suretiyle gerçekleştirmektedir. Her yazılı metin gibi, gezi yazıları da bireyin öğrenme çevresini oluşturur. Birey söz konusu çevreyle etkileşime girerek öğrenir. Birey gezi yazıları üzerinden neler öğrenebilir? Gezilen yörelere veya ülkelere ait kültürel değerleri ve bu kültürel değerler üzerinden kendi kültürünün güçlü ve zayıf yönlerini öğrenebilir. Bol örnekler sunması ve öğrenmenin doğası gereği bol örnekle zenginleştirilen öğrenme konularının daha kolay öğrenilmesi dolayısıyla, gezi yazıları etkili bir öğrenme ortamı oluşturabilir.
Ülke dışı gezi izlenimlerini karşılaştırmalı bir şekilde anlatan yazılar, kültürel değerlerin yerel ve evrensel boyutlarının öğrenilmesi bağlamında etkili birer öğretim materyali olarak kullanılabilirler. Her kültürel değer, ait olduğu kültürel bağlamda bir toplumsal sorunun çözümü olarak üretildiği için, söz konusu çözümler bazı durumlarda farklı toplumlar için de yararlı olabilir. Bu bağlamda, her kültürel değer hem yerel ve hem de evrensel ölçekte yararlı olma potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla, aynı toplumsal sorun için iki veya daha fazla sosyo-kültürel yapılar tarafından üretilen çözümleri görmek, insanı yöntem zenginliğine kavuşturur. Mensubu olduğu kültürün güçlü ve zayıf yanlarını anlamasını kolaylaştırırken insani değeri yüksek kültürel değerler üretme imkânını artırabilir. Bu açıdan bakıldığında, iyi tasarlanmış gezi yazıları etkili bir öğrenme ortamı oluşturabilirler. Bu bağlamda, “Bir Arpa Boyu Yol” kitabının farklı kültürleri öğrenme ve farklı kültürler içinde kendi kültürümüzün yerini görme açısından etkili bir öğrenme ortamı oluşturabileceğini düşünüyorum.
Bu yazının ortaya çıkmasına, Türk Ocakları Genel Merkezi Sanat ve Edebiyat Kurulu başkanı Arslan Küçükyıldız tarafından düzenlenen “Kuşlukta Yazarlar” etkinliği vesile olmuştur. Bu güzel girişimlerinden dolayı Arslan Bey’i tebrik ediyor, etkinliğin sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını diliyorum.

Eriman TOPBAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder