"Bir zamanlar buralar tarlaydı. Ucuza alınabiliyordu. O
zaman bir iki tarla alıp bir kenara koysaydık, şimdi milyonerdik.” diyen çok
insan tanıdım. Size tanıdık gelecek bir hikâye anlatacağım. Bir zamanlar
insanların yaptıkları her şeyi iyi, doğru ve güzel olduğuna inanarak
yaptıklarını sanırdım. Bir hırsızın, kendisine göre doğru olduğu için soygun
yaptığını düşünürdüm. Acıyla gördüm ki çoğu insan yanlış olduğunu bilmediği
için, istemeden veya bilerek; bile isteye, yanlış yapıyor. Örneğin çoğu
internet sitesinin, özellikle wikipedia, ekşi sözlük, uludağ sözlük gibi
sitelerin yalan yanlış ve maksatlı bilgileri dağıttıklarını ve ısrarla
doğruları görmezden geldiklerini gördüm.
Çok az site “aman yanlış bilgi vermeyelim, kaynaksız bilgi
kullanmayalım” titizliği göstermektedir. Bilerek yanlış yapmamaya çalışan çok az
insan olduğu gibi kurumlar da çok azdır. Gelelim hikâyemize:
A. Ü. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinden otuz kırk yıl önce
mezun olmuş, çoğu üniversite hocası, öğretmen, sanatçı, gazeteci olan aydınlar,
2003 yılında DTCF BİRLİK adında bir topluluk kurup buluşmaya başladı. 2010 yılı
3 Mayıs’ında DTCF BİRLİK Denizli’de buluşmuş, iki gün boyunca gezilmiş tozulmuş
eğlenilmişti. Sıra veda yemeğindeydi. Orada çok güzel anılar ve dilekler
paylaşıldı. Söz sırası bana gelince, arkadaşlarımın “Yaşlandık ama hala milletimiz
için yapabileceklerimiz önemli işler var” diyen bakışlarından ilham alarak bir
teklifte bulundum:
“Gelin, DTCF BİRLİK olarak wikipedia gibi bir internet
ansiklopedisi kuralım. Her arkadaşımız günde bir madde girse günde 300 madde
girilmiş olur. Türk milletini sevenlerden yardım isteriz. Çığ gibi büyürüz.
Denetmenler tayin ederiz. Sağlam kaynaklardan bilgiler koyar, yanlış bilgilere izin vermeyiz. İnsanlar bu
sayede doğru bilgilere ulaşmış olur. Biz bunu başarabiliriz. Başka hiçbir
toplulukta bu kadar yetişmiş insan bulunmaz. DTCF Birlik olarak, milletimize
zarar vermek isteyenlerin verdikleri yanlış bilgilerden milletimizi koruyarak
büyük bir hizmette bulunmuş oluruz.”
Yazılım bilen arkadaşımız Mehmet Ertoy “Ben programını
yazarım.” diye atıldı, İsmail Kandemir “Ben de yardım ederim.” dedi. Topluluk
destekledi ve orada “Bilgicik” adıyla, her Türk’ün katkısının mümkün
olabileceği bir internet ansiklopedisi kurmayı kararlaştırdık. Sonrasında
“Bilgicik”i en kısa sürede hizmete sokabilmek için çalışmaya başladık. Oldukça
da mesafe aldık. Ne yazık ki bu hayalimiz Mehmet Ertoy Abi'nin aniden vefatı
üzerine gerçekleşemedi. Yoğun mesaimiz, hiç bitmeyen imkânsızlıklarımız yeni
bir yazılımcı ile çalışmaya elvermedi. O hayal, birçok hayalimiz gibi bağrımızdaki
mezarlığa gömüldü. İnanıyorum ki birçok toplantıda benim teklifime benzer
yararlı teklifler konuşulmuş, sonuç alınamamıştır. Gittikçe de azaldığımız bir
gerçektir. Rahmete giden arkadaşlarımızın mekânları cennet olsun.
Günümüzde başta internet sözlükleri veya ansiklopedileri
olmak üzere, yalan üretim makinaları o kadar yaygınlaştı ki, gerçeğe ulaşmak
çok zorlaştı. Örnek mi? Çoğu internet sitesinde Türk milliyetçileri ısrarla
faşist, katil… olarak gösterilmekte, vatan hainlerinin yıkıcı, bölücü faaliyetleri
ülkücülere mal edilmektedir. Sözgelimi Komünist, yıkıcı ve bölücü örgütlerle
yabancı gizli servisler tarafından çıkarılan Malatya, Sivas, Kahramanmaraş,
Çorum olayları gibi kanlı olayları ülkücülerin çıkardığı yazılmaktadır.
Binlerce sitede Kahramanmaraş olaylarının baş sorumlusu olarak hâlâ Ökkeş
Şendiller gösterilmektedir. Suçlandığı davadan beraat etmesine (Adana
Sıkıyönetim 1 Numaralı Askeri Mahkemesi, 1980/520 ve 1984/208 numaralı
Gerekçeli Kararları) rağmen bu yalan sürdürülmektedir. Şendiller’in basında ve
internet sitelerinde suçlu ilan edilmesi veya kelime oyunlarıyla suçlu gibi
gösterilmeye çalışılması tam bir hukuk rezaletidir. Meydan Larousse gibi
ansiklopedileri tazminat ödemeye mahkûm ettirmiş olması (Ankara 8. Asliye Hukuk
Mahkemesinin 1987/ 558 numaralı kararı- Başka benzer kararlar için ayrıca bkz:
Ökkeş Şendiller, Kanlı Oyun, sf. 350-368) hain yalanların önünü kesmeye
yetmemiştir.
Bu rezaletin sebebi benim, biziz. Biz Türklerin kendi
bilgilerimizi kendimiz araştırıp, bulup, okuyup yazıp yaygınlaştıramamış
olmamızdır. Bilgi üretmek yerine her gün vatsapta, feysbukta yüzlerce kere
günaydın, kandil-cuma mübareklemesi, doğum yıldönümü, ölüm yıldönümü ve
kutlamalarla vakit kaybediyoruz. Üretilmiş güzel bilgileri okumak ve paylaşmak
yetmez, mecralar kurup, bilgi nehirleri kurup nesillerimizi kana kana
doyurmazsak, korkarım gelecek nesiller doğrulara asla ulaşamayacaktır.
“Bir zamanlar buralar bomboştu. Apartmanı bırak, ev bile
yoktu. O zaman iki tarla alıp bir kenara koymuş olsaydık…”
***
Bu konuda Serdar Alp Öztürk’ün emek verdiği örnek bir
girişim:
https://www.bilgipedia.com.tr/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder