Rahmetli İbrahim Metin Abi onun için “Ülkücüleri yetiştiren dört temel isimden biri” demiş ve onları şöyle sıralamıştı: “Alparslan Türkeş, Dündar Taşer, Galip Erdem, Sadi Somuncuoğlu.”
Bu yüzden her ülkücünün mutlaka O’na dair anlatacakları olmuştur ve ülkücüler bunları anlatmakla, yazmakla mükelleftir.
Sadi Abi’nin vefatı vesilesiyle yine sosyal basında binlerce baş sağlığı mesajı yazıp okuyacağız. Bunun yerine O’na dair bilgileri, anıları; fikir ve düşüncelerini paylaşsak daha güzel olmaz mı, diye düşünüyorum. Çünkü ülkücülerin Sadi Somuncuoğlu hakkında anlatacağı çok şey olmalı.
Bize hakkını helal etsin. Durağı cennet olsun. Nur içinde yatsın.
Sadi Abi'yi yitirdik!
Türk milliyetçileri, ülkücüler, ağabeylerini, hocalarını;
bilgelerinden, hafızalarından birini daha kaybetti. Sadi Somuncuoğlu sonsuzluğa
karıştı. Çok üzgünüm. Emir büyük yerden. Ölüm, tadılacak.
Sadi Somuncuoğlu, hizmetleri Türk milletine anlatılması
gereken önemli bir devlet adamı. O da yaşarken hak ettiği saygıyı görmeyen Türk
büyüklerinden biri olarak göçtü. Özellikle Türk milletinin emniyet sigortası
olan ülkücüler üzerindeki emeği çok büyüktür. Ona ülkücü geçinenlerin
yaptıklarını ise söylemek gereksiz. Onlar artık ilahi adalete hesap verecekler.
Rahmetli İbrahim Metin Abi onun için "Ülkücüleri
yetiştiren dört temel isimden biri" demiş ve onları şöyle sıralamıştı:
"Alparslan Türkeş, Dündar Taşer, Galip Erdem, Sadi Somuncuoğlu."
Bu yüzden her ülkücünün mutlaka O''na dair anlatacakları
olmuştur ve ülkücüler bunları anlatmakla, yazmakla mükelleftir.
Sadi Abi, emanetini teslim edene kadar, ağır hastalığına
bakmadan Türk Milletini ve Ülkücüleri aydınlatmaya ve muhtemel tehlikelere
karşı uyarmaya çalıştı. Şahidim.
Görüşmelerimizde bizleri çok okumaya ve araştırma yapmaya teşvik eder,
araştırmamızda öğrendiklerimizi anlattırırdı. Yazdığı kitaplarını, makalelerini,
YouTube''daki konuşmalarını gönderip okumamızı isterdi. Ateş çemberinde
yürüdükleri günlerde bile, her hususta, bugünkü Türk milliyetçilerinden çok
önde mücadele içinde olduklarını görürdüm. Hatırladığım birkaç hususu aktarmak
isterim:
1978''de Tandoğan''da beş yüz bin ülkücünün katılımıyla
yapılan ve dostu sevindiren, düşmanı çatlatan MHP Mitinginin, MHP''nin iktidara
yürüyen, engellenmesi gereken büyük bir tehlike olarak görülmesine neden
olduğunu, anlatmıştı. Sovyetlerin ABD ile anlaşarak 12 Eylül Darbesi ile
MHP''nin iktidara gelmesini önlediklerini, söylemişti. Darbenin, Sovyetlerin
denetimindeki Marksist örgütlerin yaptıkları eylemlerle hazırlandığını,
ABD''nin "Bizim çocuklar" dediği Evren ve ekibiyle
gerçekleştirildiğini belirtiyordu.
Sadi Somuncuoğlu, 12 Eylül 1980''de Türk Milliyetçilerine vurulan darbe ile 27 Mayıs 1960 ve 1944''de Türk Milliyetçilerine vurulan darbeyi bir bütün olarak görüyordu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk''ten sonra, Türkiye''de, basiretsiz Türk devleti yöneticileri tarafından, Türk milliyetçiliğinin tedbir alınması ve mücadele edilmesi gereken bir suç olarak kabul edildiğini ve devletin kara kitabına "tehlike" olarak girdiğini, örnekleriyle anlatıyordu. Türk milliyetçilerinin, 1944 ve 1980''de açılan davalarda, aynı şekilde Türkçü, Turancı, ırkçı, kafatasçı, komando, faşist vesaire olarak suçlandıklarına dikkatimizi çekmişti. Sadi Abi "Devletin kara kitabında ülkücülere bu peşin hükümlü ve olumsuz bakış yazılı olmasaydı, beşinci kol basın dâhil kimse ülkücülere kolay kolay Faşist yaftası yapıştıramazdı; asla Faşist, Amerikancı vs. olmadığımız, her zaman "Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin; Her şey Türkler için" dediğimiz halde ne bu devlete, ne bu millete davamızı bir türlü anlatamadık. Bu konuları anlatmak bize düşerdi. Onun için çok çalışmamız gerekiyor." demişti. (Bu sözlerini bir vasiyet olarak kabul ediyorum.
Sadi Abi, 12 Eylül 1980''de MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davası
dolayısıyla tutuklandıktan ve bir süre cezaevinde yatıp tahliye olduktan sonra
bir yemekte Cumhurbaşkanlarından Celal Bayar''la karşılaşmışlar. Bayar, Sadi
Abi''yi yanına çağırmış ve mealen: "Türk milletinin tehlikede olduğunu
sadece ülkücüler olarak siz gördünüz. Canla başla mücadele ettiniz. Siz
olmasaydınız Türkiye Sovyetlerin peyki olurdu; Devletimiz büyük bir beladan
kurtuldu. Şimdi darbeciler sizi yargılıyor. Bu aklın alacağı bir şey değil.
Yarın benzer bir tehlike gelirse, devletimiz onunla mücadele edecek gücü
nereden bulacak?" demiş.
Sadi Abi''nin vefatı vesilesiyle yine sosyal basında binlerce baş sağlığı mesajı yazıp okuyacağız. Bunun yerine O''na dair bilgileri, anıları; fikir ve düşüncelerini paylaşsak daha güzel olmaz mı, diye düşünüyorum. Çünkü ülkücülerin Sadi Somuncuoğlu hakkında anlatacağı çok şey olmalı
Bize hakkını helal etsin. Durağı cennet olsun. Nur içinde yatsın.
Kaynak: https://www.gunboyugazetesi.com/sadi-abiyi-yitirdik-132738h.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder