Bugün bir başka Barış Harekâtı içindeyiz. İki gündür gazete ve televizyonlara boş yere bakındım durdum. Değil bir milleti yumruk gibi kenetlendirmeye yarayacak bir yayın, doğru dürüst sıradan bir programa bile rastlamadım. Böyle kızılca günde böyle bir yayın nasıl olur? Bu yayınları Türkler yapamaz. Topyekûn bir kenetlenmeye hizmet etmeyen hiçbir yayın, şu günde Türkler tarafından yapılamaz. Demek ki yayın kuruluşları Türklerin elinde değil, diye düşündüm.
Gerçekten haberleşme imkanının bu kadar arttığı bir dönemde, yüzlerce televizyonun, haber kanallarının, sosyal medyanın her yerde olduğu bir zamanda şu yayınların haline bak!
Yahu Türk Ordusu savaşta. Yayıncıların, basının savaştığımız düşmanı anlatması gerekmez mi? Askerimizin yanı başından canlı yayınların yapılması, kahramanlarımıza her türlü moral desteğin televizyon ve basın kuruluşlarınca verilmesi gerekmez mi? Bütün televizyonların konunun bir tarafından tutup şu başımıza sarılan PKK terörünü bütün çıplaklığıyla anlatıp çiğnemesi gerekmez mi? Hani kahramanların aileleri? Hani şehitlerin hikayeleri? Hani sanatçıların destekleri? Basın bunlarla uğraşmayıp neleri konu ediniyor. Siz olsanız bunlar Türk değil demez misiniz?
Bu şekilde yayın yapmaya devam ederseniz savaşacak bir Türk Milleti kalmaz. Ey bu saf çoğunluğu idare eden azınlıklar; siz de o zaman ananızın gününü görürsünüz.
Türk Ordusu Kıbrıs’ta daha güçlü idi. Topyekûn millet arkalarında idi. Günümüzde ise kim kime tım tıma. Günümüz Barış Harekâtı ne yazık ki Kıbrıs Barış Harekatı kadar toplumu heyecanlandırmıyor. Çünkü başta TRT olmak üzere ‘ulusal’ yayın kuruluşları milli ruhtan uzak. Umursamadıkları bir savaş için heyecan da uyandıramıyorlar.
Vatandaşını, iç ve dış kamuoyunu geleceğin hadiselerine hazırlamayan devlet kurumlarını, TRT’yi, kızılca günde milleti umursamadan yayın yapan bütün yayın kuruluşlarını kınıyorum.
Arslan Küçükyıldız
Ayrıca Yayınlanmış: https://kafkassam.com/baris-harekatlari.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder