4 Ağustos 2025 Pazartesi

Töre: Türk’ün Yazısız Anayasası

Arslan Küçükyıldız

Töre, Türklerin tarih boyunca benimsediği, kuşaktan kuşağa aktarılan ve yazıya dökülmemiş olsa da toplumun temel yapısını belirleyen kurallar bütünüdür. Yalnızca bir örf veya gelenek değil, aynı zamanda ahlaki ve hukuki yaptırım gücüne sahip, kutsal bir toplumsal sözleşmedir. Kadim Türk topluluklarında devletin ayakta kalması, halkın düzen içinde yaşaması, bireyler arası ilişkilerin sağlıklı biçimde yürümesi hep töreye bağlı görülmüştür. Töre, bu anlamıyla bir halkın vicdanında yazılmış gizli bir anayasa gibidir. Ne yazılı hukuk gibi değişkendir ne de yalnızca geleneksel alışkanlıkların tekrarından ibarettir. O, adaletin, hakkın ve halkın birliğini temsil eden ve zamanla kutsiyet kazanmış bir yaşam ilkeleri sistemidir.

Töre’nin kimi kuralları elbette tarih içinde kayda geçirilmiştir. Ali Bademcinin hazırladığı “Cengiz ve yasası: Timur ve tüzükâtı” adlı eser Cengiz Han ve Timur’un töre ile ilgili kimi uygulamalarını anlatmaktadır. Ancak bir bütün olarak kuralların yer aldığı bir kaynak yoktur. Karaçay Malkarlarda töre uygulamaları üzerine yapılmış bir çalışma varsa da bu bütün Türklerin ortak hafızasında bekleyen törenin küçük bir bölümüdür. Dağınık kaynaklardan törenin maddelerinin toplanıp birleştirilmesi gerekiyor.

Bu noktada töre ile adet, gelenek, görgü gibi kavramlar sıkça karıştırılır. Oysa aralarındaki farklar belirgindir. Töre, toplumun zorunlu olarak uyması gereken kurallarıdır; aksi davranış ciddi cezaları doğurur ve toplumsal düzeni bozar. Adetler, uzun süre uygulanarak yerleşmiş alışkanlıklardır ancak bağlayıcılıkları töre kadar kuvvetli değildir. Gelenek, geçmişten aktarılan kültürel uygulamaları ifade ederken, görgü daha çok bireyin toplumsal nezaket ve terbiyesine dair ölçüleri kapsar. Görenek ise, çevreden öğrenilerek benimsenen davranış kalıplarıdır. Töre, bu kavramların tümünü kapsayan, ancak onlardan daha yüksek ve zorunlu bir toplumsal yapı sunan hukuki bir sistemdir.

Töre, yalnızca bireyleri değil, devleti de bağlar. Göktürk Yazıtları’nda geçen ifadeler, Türk hakanlarının halkı töre ile yönettiğini, töresiz kalan bir milletin yıkılmaya mahkûm olduğunu vurgular. Bu anlamda töre, sadece bireysel ahlâkın değil, aynı zamanda siyasal meşruiyetin de kaynağıdır. Töre; halkın örfî teamülleri, kurultay kararları ve kağanların ilave ettiği düzenleyici hükümlerin birleşiminden oluşur. Hükümdarlar bu kuralları keyfi biçimde değiştiremez, halkın ortak aklından ve geçmişten gelen esaslardan sapamaz. Töre, halkla hakan arasında bir sözleşme gibidir; hem yukarıdan aşağıya hem de aşağıdan yukarıya işler.

Töre sisteminde yer alan kurallar; aileye, büyüğe, ekmeğe, suya, şehitliğe, dosta, soya ve emeğe verilen değeri belirler. Bir Türk’ün, yedi göbek atasını bilmesi beklenir; büyüğe karşı gelinmez; yalana ve aldatmaya törede yer yoktur. Aile kutsaldır; kadına ve çocuğa saygı esastır. Su ve ekmek gibi temel nimetlere saygı gösterilir. Misafirin ağırlanması bir hak değil, ev sahibi için mecburiyettir. Hatta bazı bölgelerde “Bir atlı yoldan geçse, ev sahibi onu içeri davet etmezse ev sahibinin başı vurulur; daveti kabul etmeyen atlı için de aynı yaptırım uygulanır” anlayışı görülmüştür. Bu tür ifadeler, törenin günlük hayatın her alanına dokunan yönünü ve zaman içinde nasıl kutsal bir toplumsal vicdana dönüştüğünü gösterir.

Töre ile yazılı anayasa arasındaki farklar da dikkat çekicidir. Modern hukuk sistemleri zamanla değişebilir, anayasa dahi değiştirilebilir. Oysa töre, halkın kalbine yazılmıştır ve yazılı kurallardan daha kalıcıdır. Töre, halkın ortak tecrübesiyle oluştuğu için evrensel değil, millîdir; toplumun kendine özgü karakterine dayanır. Kanunlar uygulanmadığında devleti yıpratır; töre ise unutulduğunda toplumun ruhunu zedeler. Birlik ve beraberlik kaybolur, çöküş başlar. Bu nedenle töre, yalnızca geçmişe ait bir uygulama değil, geleceğe yönelik bir toplumsal pusuladır.

Günümüzde töre kavramı çoğu zaman yozlaştırılmış, bazen örf veya törenlerle karıştırılmış, hatta “töre cinayeti” gibi ifadelerle yanlış şekilde anılmıştır. Oysa bu gibi uygulamaların gerçek Türk Töresi ile ilgisi yoktur. Töre adalet ve eşitlik üzerine kuruludur; zorbalıkla, keyfiyetle ya da ilkel şiddet biçimleriyle bağdaştırılamaz. Töreyi bu şekilde tahrif etmek, atalardan gelen ahlâk sistemini yozlaştırmak anlamına gelir. Gerçek Türk Töresi; adaleti, hakkaniyeti, onuru ve birlikte yaşamı esas alır. Bu yüzden töre, yalnızca kanunu değil, vicdanı da düzenler.

Türk milletinin çok önemli bir özelliği vardır. Hiçbir geleneğini, âdetini, töresini bütünüyle unutmaz. Yenisini alsa bile eskisini nereye giderse gitsin mutlaka yanında taşır. Törelerin bir bölümü unutulmuş, yerlerine yenileri gelmiş bile olsa bir kenarda köşede, bir dağ başında, şehrin göbeğinde törenin özgün halini korur; saklar. Oğuz’da unutulsa Kıpçak’ta, Kıpçak’ta unutulsa Saha’da çıkar. “Göl yerinden su eksik olmaz!”

Bugün bize düşen en büyük sorumluluk, unutulan töreyi yeniden bulmak, tespit etmek; ruhunu anlamak ve unutturulmamasını sağlamaktır. Çünkü töre unutuldukça, yerini kaynağı yabancı yasalar ve topluma yabancı değerler alır. Oysa töre bir halkın özüdür, kültürel hafızasıdır. Töreyi hatırlamak, maddelerini ortaya koymak, uygulanmasını sağlamak sadece geçmişe özlem değil; geleceğe sağlam bir toplumsal zemin sunmaktır. Bu yüzden Türk devletlerinin aydınlarına, yöneticilerine ve bilim adamlarına görev düşmektedir. Töre geri gelirse toplum ve hakan kutlu bir toplum haline gelir. 

Temel soru: Türk Töresi’nin hangi maddelerini biliyorsunuz; hangilerini uyguluyorsunuz? İçinde yaşanmayan binalar kendiliğinden çürür!

 

Dipnotlar

“Töre Nedir?”, anayasa.wordpress.com, https://anayasa.wordpress.com/tore-nedir/

Ali Bademci (2020)  Cengiz ve Yasası; Timur ve Tüzükatı, Kamer Yayınları: İstanbul

https://kamatur.org/index.php/makaleler/kultur/115-karacay-malkarlilarda-tore-muessesesi

“Türk Töresi Nedir; Ne Değildir?”, anayasa.wordpress.com, 5 Ocak 2009, https://anayasa.wordpress.com/2009/01/05/turk-toresi-nedirne-degildir/

“Törelerimiz”, anayasa.wordpress.com, https://anayasa.wordpress.com/toreler/

“Törelerimiz, Geleneklerimiz, Göreneklerimiz”, anayasa.wordpress.com, 12 Ocak 2009, https://anayasa.wordpress.com/2009/01/12/torelerimiz-geleneklerimiz-goreneklerimiz/

“Misafir Töresi”, anayasa.wordpress.com, 8 Aralık 2014, https://anayasa.wordpress.com/2014/12/08/misafir-toresi/

“Türk Töresi Değil”, anayasa.wordpress.com, https://anayasa.wordpress.com/turk-toresi-degil/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder