Arslan Küçükyıldız
Töre, Türklerin tarih boyunca benimsediği, kuşaktan kuşağa
aktarılan ve yazıya dökülmemiş olsa da toplumun temel yapısını belirleyen
kurallar bütünüdür. Yalnızca bir örf veya gelenek değil, aynı zamanda ahlaki ve
hukuki yaptırım gücüne sahip, kutsal bir toplumsal sözleşmedir. Kadim Türk
topluluklarında devletin ayakta kalması, halkın düzen içinde yaşaması, bireyler
arası ilişkilerin sağlıklı biçimde yürümesi hep töreye bağlı görülmüştür. Töre,
bu anlamıyla bir halkın vicdanında yazılmış gizli bir anayasa gibidir. Ne
yazılı hukuk gibi değişkendir ne de yalnızca geleneksel alışkanlıkların
tekrarından ibarettir. O, adaletin, hakkın ve halkın birliğini temsil eden ve
zamanla kutsiyet kazanmış bir yaşam ilkeleri sistemidir.
Töre’nin kimi kuralları elbette tarih içinde kayda
geçirilmiştir. Ali Bademcinin hazırladığı “Cengiz ve yasası: Timur ve tüzükâtı”
adlı eser Cengiz Han ve Timur’un töre ile ilgili kimi uygulamalarını
anlatmaktadır. Ancak bir bütün olarak kuralların yer aldığı bir kaynak yoktur.
Karaçay Malkarlarda töre uygulamaları üzerine yapılmış bir çalışma varsa da bu
bütün Türklerin ortak hafızasında bekleyen törenin küçük bir bölümüdür. Dağınık
kaynaklardan törenin maddelerinin toplanıp birleştirilmesi gerekiyor.
Bu noktada töre ile adet, gelenek, görgü gibi kavramlar
sıkça karıştırılır. Oysa aralarındaki farklar belirgindir. Töre, toplumun
zorunlu olarak uyması gereken kurallarıdır; aksi davranış ciddi cezaları
doğurur ve toplumsal düzeni bozar. Adetler, uzun süre uygulanarak yerleşmiş
alışkanlıklardır ancak bağlayıcılıkları töre kadar kuvvetli değildir. Gelenek,
geçmişten aktarılan kültürel uygulamaları ifade ederken, görgü daha çok bireyin
toplumsal nezaket ve terbiyesine dair ölçüleri kapsar. Görenek ise, çevreden
öğrenilerek benimsenen davranış kalıplarıdır. Töre, bu kavramların tümünü
kapsayan, ancak onlardan daha yüksek ve zorunlu bir toplumsal yapı sunan hukuki
bir sistemdir.
Töre, yalnızca bireyleri değil, devleti de bağlar. Göktürk
Yazıtları’nda geçen ifadeler, Türk hakanlarının halkı töre ile yönettiğini,
töresiz kalan bir milletin yıkılmaya mahkûm olduğunu vurgular. Bu anlamda töre,
sadece bireysel ahlâkın değil, aynı zamanda siyasal meşruiyetin de kaynağıdır.
Töre; halkın örfî teamülleri, kurultay kararları ve kağanların ilave ettiği
düzenleyici hükümlerin birleşiminden oluşur. Hükümdarlar bu kuralları keyfi
biçimde değiştiremez, halkın ortak aklından ve geçmişten gelen esaslardan
sapamaz. Töre, halkla hakan arasında bir sözleşme gibidir; hem yukarıdan
aşağıya hem de aşağıdan yukarıya işler.
Töre sisteminde yer alan kurallar; aileye, büyüğe, ekmeğe,
suya, şehitliğe, dosta, soya ve emeğe verilen değeri belirler. Bir Türk’ün,
yedi göbek atasını bilmesi beklenir; büyüğe karşı gelinmez; yalana ve aldatmaya
törede yer yoktur. Aile kutsaldır; kadına ve çocuğa saygı esastır. Su ve ekmek
gibi temel nimetlere saygı gösterilir. Misafirin ağırlanması bir hak değil, ev
sahibi için mecburiyettir. Hatta bazı bölgelerde “Bir atlı yoldan geçse, ev
sahibi onu içeri davet etmezse ev sahibinin başı vurulur; daveti kabul etmeyen
atlı için de aynı yaptırım uygulanır” anlayışı görülmüştür. Bu tür ifadeler,
törenin günlük hayatın her alanına dokunan yönünü ve zaman içinde nasıl kutsal
bir toplumsal vicdana dönüştüğünü gösterir.
Töre ile yazılı anayasa arasındaki farklar da dikkat
çekicidir. Modern hukuk sistemleri zamanla değişebilir, anayasa dahi
değiştirilebilir. Oysa töre, halkın kalbine yazılmıştır ve yazılı kurallardan
daha kalıcıdır. Töre, halkın ortak tecrübesiyle oluştuğu için evrensel değil,
millîdir; toplumun kendine özgü karakterine dayanır. Kanunlar uygulanmadığında
devleti yıpratır; töre ise unutulduğunda toplumun ruhunu zedeler. Birlik ve
beraberlik kaybolur, çöküş başlar. Bu nedenle töre, yalnızca geçmişe ait bir
uygulama değil, geleceğe yönelik bir toplumsal pusuladır.
Günümüzde töre kavramı çoğu zaman yozlaştırılmış, bazen örf
veya törenlerle karıştırılmış, hatta “töre cinayeti” gibi ifadelerle yanlış
şekilde anılmıştır. Oysa bu gibi uygulamaların gerçek Türk Töresi ile ilgisi
yoktur. Töre adalet ve eşitlik üzerine kuruludur; zorbalıkla, keyfiyetle ya da
ilkel şiddet biçimleriyle bağdaştırılamaz. Töreyi bu şekilde tahrif etmek,
atalardan gelen ahlâk sistemini yozlaştırmak anlamına gelir. Gerçek Türk Töresi;
adaleti, hakkaniyeti, onuru ve birlikte yaşamı esas alır. Bu yüzden töre,
yalnızca kanunu değil, vicdanı da düzenler.
Türk milletinin çok önemli bir özelliği vardır. Hiçbir
geleneğini, âdetini, töresini bütünüyle unutmaz. Yenisini alsa bile eskisini nereye
giderse gitsin mutlaka yanında taşır. Törelerin bir bölümü unutulmuş, yerlerine
yenileri gelmiş bile olsa bir kenarda köşede, bir dağ başında, şehrin göbeğinde
törenin özgün halini korur; saklar. Oğuz’da unutulsa Kıpçak’ta, Kıpçak’ta
unutulsa Saha’da çıkar. “Göl yerinden su eksik olmaz!”
Bugün bize düşen en büyük sorumluluk, unutulan töreyi
yeniden bulmak, tespit etmek; ruhunu anlamak ve unutturulmamasını sağlamaktır.
Çünkü töre unutuldukça, yerini kaynağı yabancı yasalar ve topluma yabancı
değerler alır. Oysa töre bir halkın özüdür, kültürel hafızasıdır. Töreyi
hatırlamak, maddelerini ortaya koymak, uygulanmasını sağlamak sadece geçmişe
özlem değil; geleceğe sağlam bir toplumsal zemin sunmaktır. Bu yüzden Türk
devletlerinin aydınlarına, yöneticilerine ve bilim adamlarına görev
düşmektedir. Töre geri gelirse toplum ve hakan kutlu bir toplum haline
gelir.
Temel soru: Türk Töresi’nin hangi maddelerini biliyorsunuz;
hangilerini uyguluyorsunuz? İçinde yaşanmayan binalar kendiliğinden çürür!
Dipnotlar
“Töre Nedir?”, anayasa.wordpress.com, https://anayasa.wordpress.com/tore-nedir/
Ali Bademci (2020)
Cengiz ve Yasası; Timur ve Tüzükatı, Kamer Yayınları: İstanbul
https://kamatur.org/index.php/makaleler/kultur/115-karacay-malkarlilarda-tore-muessesesi
“Türk Töresi Nedir; Ne Değildir?”, anayasa.wordpress.com, 5
Ocak 2009, https://anayasa.wordpress.com/2009/01/05/turk-toresi-nedirne-degildir/
“Törelerimiz”, anayasa.wordpress.com,
https://anayasa.wordpress.com/toreler/
“Törelerimiz, Geleneklerimiz, Göreneklerimiz”,
anayasa.wordpress.com, 12 Ocak 2009,
https://anayasa.wordpress.com/2009/01/12/torelerimiz-geleneklerimiz-goreneklerimiz/
“Misafir Töresi”, anayasa.wordpress.com, 8 Aralık 2014,
https://anayasa.wordpress.com/2014/12/08/misafir-toresi/
“Türk Töresi Değil”, anayasa.wordpress.com,
https://anayasa.wordpress.com/turk-toresi-degil/