10 Ocak 2014 Cuma

Hüzün Geçti Kapımdan

Arslan Küçükyıldız

Edebiyat dünyasının hazan mevsiminde Hüzün Geçti Kapımdan bir bahar müjdesi gibi geldi bana. Abdürrahim Karakoç, Eriman Topbaş, Nevzat Kösoğlu, Şükrü Karaca ve İslâm Beytullah Erdi gibi isimleri bir solukta saymak kolay da yetiştirmek çok zor. Arka arkaya kaybettik onları ve geride ne bıraktıklarına bile bakmaya fırsat bulamadan yeniden korkunç bir hızla değiştirilmeye çalışılan siyasi ve sosyal yapımızın meseleleriyle boğuşmaya daldık. Bu keşmekeşte her Çarşamba günü Türk Ocakları Kuşlukta Yazarlar Topluluğu’nun kahvaltıları olmasa boğulacak gibiyim. Edebiyata, sanata belki de en fazla ihtiyaç duyulan zamanları yaşıyoruz. Yeni ümitlere, istikbal vadeden yazarlara çok ihtiyacımız var. Çok şükür yaşadığımız ruhî yangına su serpen genç yazarlarımız yetişiyor. Avrasya Yazarlar Birliği Edebiyat Akademisi mezunu Keziban Gülcan Kaya bunlardan biri. Seçkin bir edebi muhit olarak gördüğüm Kuşlukta Yazarlar’da 8 Ocak 2014 tarihinde onun ilk hikâye kitabı Hüzün Geçti Kapımdan kitabını konuştuk.

Kuşlukta Yazarlar’ı seviyorum. Serbest bir ortam burası. Kahvaltı masasında konuk ettiğimiz yazarın, okuyarak geldiğimiz kitabını enine boyuna konuşuyoruz. Yazara eseriyle ilgili aklımıza, ağzımıza gelen her şeyi söylüyoruz. Kitabı yayınlayan yayınevine verip veriştiriyoruz. Bazı kitapları basım öncesi, kitap olarak az sayıda basılmış haliyle de konuşabiliyoruz. Böyle olduğunda yazarlar çok daha fazla istifade edebiliyorlar. Neredeyse yayın evlerinin düzeltmenliğine ihtiyaç kalmayacak şekilde didiklemiş oluyoruz çünkü o kitabı. Edebi anlamda doyurucu olmaya çalışıyoruz. Eleştirdikçe eleştirmeyi, eleştirildikçe eleştiriye tahammülü öğreniyoruz. Öğreniyor, öğretiyoruz. 

Keziban Gülcan Kaya’nın kitabı oldukça kalabalık bir katılımcı tarafından değerlendirildi. Meyveli ağaç taşlanır; Yazar, mezun olduğu yazarlık okulu, yayınevi çeşitli yönleriyle eleştirildi. Kitaptaki hikâyelerin beğenilenleri, beğenilmeyenleri, eksikleri, gedikleri tartışıldı. Yine de fazla ‘hırpalamadık’ diyebilirim. Amacımız bağcı dövmek değil çünkü. Özetlemek gerekirse Keziban Gülcan Kaya eleştirmenlerden olumlu not aldı. Gelecek vadeden bir hikâyeci olduğu kendisine söylendi. Kendisinden yeni hikâye kitapları beklediğimiz söylendi. O da bu eleştirilerden yararlandı sanırım. 

Eleştirmenler elbette kendi gördüklerini yazacaklardır. Ben kendi söylediklerimi yazacağım: Türkiye olağanın dışında, yıldırım hızıyla dönüştürülmek isteniyor. Dönüşüm tabii seyrini izlemediği için sosyal doku çok ağır yaralar alıyor. İç ve dış toplum mühendisleri insanımızın cevheriyle oynuyor, cevherimize saldırıyorlar. Dönüşümü tartışıp, tabii seyrine oturtmamıza fırsat tanımadan üst üste şamar atmaya, başımızı döndürmeye çalışıyorlar. İnsanımız sahipsiz. Resmi, gayrı resmi hiçbir yerden destek almadan, sadece kendi gücüyle ayakta kalmaya çalışıyor. Çok zor da olsa bunu başarmış durumda. Bu Türk toplumunun birikiminin zenginliğinden kaynaklanıyor. Ancak mirasyedi olunmaması gerekiyor. Dağılmaya yüz tutmuş şirazeyi dikme, toparlama çalışmalarına ihtiyaç var. Bunu en fazla sanatçıların, özgün sanat eserleriyle yapması gerekiyor diye düşünüyorum. Keziban Hanım, derdimize ilaç olmaya çalışan hikâyeleriyle benim gönlümde yer etmiştir. Dupduru Türkçesi, akıcı üslubu ile yaralı bünyemizin sıradan insanlarının hikâyelerini, sıradanın ötesine çıkararak işlemiş. Kahramanlar akılda kalıcı. Olaylar unutulmayacak olaylar. Pek az hikâyecinin hikâyeleri aklınızda kalır. Keziban Hanım’ın hikâyeleri onlardan. Hasta annesine hikâyeler uyduran gencimiz, bayramda ziyaret edecek komşu arayan ailemiz, yılbaşı süsü yüzünden babasını kaybeden kızımız, çocuğu gibi büyüttüğü delikanlının evlendiğinde kendisinden uzaklaşmasını gören annemiz, üstüne gül koklayan yatalak kocasına bakan kadınımız...


Keziban Gülcan Kaya’nın Bengü Yayınevince basılan hikâye kitabı Hüzün Geçti Kapımdan, bir solukta okunacak, Türk insanına içeriden de bakılabileceğini gösteren güzel bir kitap. Yazarı, hocalarını, yayın evini kutluyorum. Kitabı, tavsiye ederim okuyun; siz de dostlarınıza tavsiye edeceksiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder